Türkiyede Eğitim Sistemi Neden Kötü?

      Önceden de söylediğim gibi, eğitimin amacı insanların ömür boyu hayatlarında işine yarayacak bilgiler öğretmektir. Bu hem sivil hayat olarak hem de mesleki hayat olarak geçerli. Türkiyede malesef bu ikisi de eksik. Aşağıda sebeplerini özet şeklinde yazacağım. Ardından bunu nasıl düzelteceğimize dair tavsiyeler de vereceğim.


     Öncelikle bizim eğitim sistemimiz -biraz klişe olacak- tamamen ezbere dayalı. Şaka yapmıyorum. İşin daha kötüsü, bu ezberletilen bilgiler daha sonra sınav kağıdının üzerine kusulmak üzre yutuluyor. Sonra bu ezberletilen bilgiler çok değil, bir ay geçmeden unutuluyor. Peki buradaki amaç nedir? Sadece öğretmenlere, pedagoglara, akademisyenlere şunları sorsak ne cevap alırız acep? Well, öğrencilerin derste ne kadar performans gösterdiğini ölçmek için kuıllanıyoruz diyecekler. 


     Buradan şu problemler de gün yüzünde çıkıyor: Peki performansını ölçebiliyor musun? Hayır ölçemiyorsunuz. Öğrettiklerinizin yarısını bile sormuyorsunuz. Öğrettiğiniz 10 bilgiden üçünü soruyorsunuz. Böyle durumda siz nasıl hakkaniyetle öğrencilerin başarı durumunu ölçebilirsiniz? Bir kişinin başarsını ancak öğretilen 10 bilginin ancak onunu da sorarsan ancak ölçebilirsin. 


     Çok basit bir misal verelim. Bir öğrenci düşünelim. A dersine sürekli giriyor, o dersi sürekli çalışıyor. Hasbelkader, grip geçiriyor bu yüzden dersin sınavlardan önceki son haftasına gidemiyor. Hoca da sadece son hafta öğrettiği bilgilerden soru sorsun. Hoca hangi kısımdan soracağını söylemesin. Doğal olarak bizim öğrencimiz son hafta anlatılan bilgiler hariç bütün konulara çalışsın. Sınav haftası gelip çatıyor ve bizim öğrenci düşük not alıyor. Konuların %90'nına çalışan birinin mantıken az çok yüksek not alması beklenir. Gel gör ki bizim öğrencimiz çok kısıtlı örneklem kütlesinden seçilen sorulardan muzdarip oldu. Bu öğrenci şimdi konuları bilmiyor mu? Derse hiç ama hiç mi çalışmamış? Farzen 20 aldı diyelim. Şimdi bu onun neredeyse mevzubahis ders hakkında hiçbir şey bilmediğini mi gösteriyor? Yoksa hatalı bir ölçüm mü yapıldı? Cevabını siz verin.


     Öğretilen bilgilerin malesef ki %60'ı ne mesleki ne de sivil hayatta kullanılmayacak olması ayrı bir gerçek. Bunun için örnek vermeme gerek yok. Liseden öğrendiniz bilgilerin yüzde kaçını günlük hayatta kullanıyorsunuz? Cevap sizin.


Güncellenecek...


     Diğer bir kusur da çan eğrisi not sistemi. Bu not sistemi öğrencilerin sınıfın diğer öğrencilerine kısayla ne kadar başarılı olduğunu ölçen vasat bir sistem. Bu sistemin kötü olmasının birçok sebebi var. İlk olarak, bu sistem öğrencilerin başarısını tam olarak ölçemiyor. Bir kişisinin başarısını başka bir kişiyle kıyaslamak o öğrencinin neden başarılı veya başarısız olduğu hakkında tam olarak bilgi vermiyor. Başarı veya başarısızlığın içinde birçok sebep olabilir lakin bu sistem istatiki olarak tamamen özet geçtiği için bunu net bir şekilde görmemize müsade etmiyor. İkinci olarak, herkes not tutuculuğu yaptığı ve kimseyle paylaşmaya niyetlenmediği için, not tutan kişiler avantaja sahip oluyor. Bu da genel olarak sınıftaki yardımlaşmayı öldürüyor. Avantajlı olan kişiler çok çalışan kişiler değil, not tutan veya daha doğru ifade etmek gerekirse "bilgi" tutan kişilerdir. Bu aynı zamanda favori öğrencilerine kıyak yapan hocaları da dahil ediyor.


     Peki günümüz eğitim sisteminin bu kadar kusuru var ise daha iyisi nedir? Ben bunun cevabını veremem zira ben ne akademisyenim ne de pedagogum. Lakin nasıl metotlar geliştireceğimize öneriler getirebilirim. Öncelikle Türkiyede eğtimin tamamen özelleştirilmesi gerek. Eğitimin tekelinin MEB'in elinden alınması lazım. Bu cebe koyalım bir kere. Eğitimin özelleştirilmesi neden önemli?

     

     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Saraçhane Protestolarında Polis Neden Orantısız Şiddet Kullanıyor?

Bilimin Yozlaşmasına Ve Despotizme Dair